Vestibüler Schwannoma (akustik nörinom) nedir?
Vestibüler Schwannoma, beyin arka çukurunda, sekizinci kafa sinirinin kılıfından köken alan bir tümördür.
Vestibüler Schwannoma kimlerde görülür, neden oluşur?
Neden oluştuğu tam olarak bilinmemektedir. Her yaşta görülebilmelerine karşın, sık görüldükleri dönem 30-60 yaş arasıdır. Bu tümörlerin az bir kısmı Nörofibromatozis Tip 2 denilen genetik geçişli bir hastalığın parçası olabilir. Özellikle genç hastalarda ve iki taraflı tümör varlığında hastaların Nörofibromatozis Tip 2 yönünden değerlendirilmesi gerekir.
Vestibüler Schwannoma belirtileri nelerdir?
İlk belirti genellikle tek taraflı işitme kaybıdır. Hastaların önemli bir kısmı işitme kaybı nedeniyle yapılan işitme testleri ve sonrasında çekilen kulak MR’ı neticesinde tanı alırlar. Bu nedenle çok sayıda hasta beyinlerinde bu tarz bir tümör olduğunu Kulak Burun Boğaz doktorlarından öğrenirler ve Beyin Cerrahisi Doktoruna yönlendirilirler. Tümörün boyutuyla ilişkili olarak yüzde uyuşukluk hissi ve asimetri de rastlanılabilir bulgulardandır. Yine büyük boyutlara ulaştıklarında başağrısı, dengesizlik, davranış değişiklikleri gibi bulgular görülebilir.
Vestibüler Schwannoma tanısı nasıl konulur?
Bu tümörler kontrastlı MR görüntülemeleri ile kolaylıkla saptanırlar.
Vestibüler Schwannoma iyi huylu mudur?
Genellikle yavaş büyüyen iyi huylu tümörlerdir.
Vestibüler Schwannoma tedavisi nasıl yapılır?
Çok küçük boyutta olduklarında tedavi edilmeksizin belirli aralıklarla çekilen MR ile takip edilebilirler. Tedavi gerektiren boyuttaki tümörlerde ameliyatla kitlenin çıkarılması veya stereotaktik radyocerrahi seçeneklerinden biri uygulanır. Bası bulgusu olan belirli bir boyutun üzerindeki tümörlerde cerrahi tedavi tercih edilmelidir. Cerrahideki amaç, facial sinir denilen yapıyı anatomik ve fonksiyonel yönden koruyarak kitlenin çıkarılmasıdır. Facial sinir fonksiyonlarının kaybedilmesi durumunda ortaya çıkan tablo yüz felci olarak adlandırılır. Facial sinir monitörizasyonu denilen teknolojinin uygulanması yüz felci gelişme riskini tamamen ortadan kaldırmamakla birlikte önemli ölçüde azaltır. Facial sinir fonksiyonlarının korunması amacıyla tümörün bu sinire yapışık küçük bir kısmını bırakmak gerekebilir. Kalan kısım radyolojik olarak takip edilebilir veya stereotaktik radyocerrahi uygulanabilir. Cerrahi yapılmaksızın stereotaktik radyocerrahi tedavisinin tercih edildiği hasta popülasyonunu ise büyük tümörü bulunmayan, genellikle yaş faktörü veya genel sağlık problemleri nedeniyle ameliyat riskleri yüksek hasta grubu oluşturmaktadır. Stereotaktik radyocerrahinin amacı tümörün ortadan kaldırılmasından çok büyümesinin engellenmesidir.