Girne Üniversitesi Tıp Fakültesi
+90 392 444 99 39

Beyin Pili Ameliyatları

Beyin Pili Ameliyatları

Hareket bozuklukları, tıbbın Nöroloji disiplini tarafından değerlendirilen ve tedavi edilen bir hastalık grubudur. Bu grup içerisindeki bazı hastalıklarda, ilaç tedavisi ile tatminkar sonuç alınamadığında cerrahi tedavi seçenekleri gündeme gelebilir. Uygulanan cerrahi halk arasında beyin pili ameliyatları şeklinde bilinen Derin Beyin Uyarımı işlemleridir. Bu ameliyatların amacı hastalığın yarattığı bulguları yatıştırarak hayat kalitesini düzeltmektir. Yani tedavi semptomatik (şikayetleri baskılayıcı) olup, küratif (hastalığı ortadan kaldırıcı) değildir.

Beyin Pili Kimlere Takılır?

Beyin pili ameliyatları en çok ilaç tedavisiyle tatminkar düzeyde hayat kalitesi sağlanamayan Parkinson Hastalığı, esansiyel tremor ve distoni tedavisinde yapılır.

Beyin Pili Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Beyin pili ameliyatı iki aşamalı olarak yapılır. İlk aşama, hedeflenen milimetrik boyutlardaki derin beyin çekirdeklerine pil elektrotların yerleştirilmesi ve sonraki aşama ise bu elektrotlara elektriksel akım sağlayan kaynağın yani pil ünitesinin yerleştirilmesidir.

Pil Elektrotlarının Yerleştirilmesi (İlk Aşama)

Pil elektrotlarının kafatasının her iki tarafına açılan birer delikten, beyin yüzeyinden yaklaşık 8 cm derinlikte ve 2-3 mm çapında çekirdeklere yerleştirilmesi aşamasıdır. Milimetrik sapmalar dahi hastanın pil cerrahisinden göreceği faydayı azaltmakta dolayısıyla cerrahinin başarısını olumsuz etkilemektedir. Pil elektrotlarının beyinde doğru noktaya yerleştirilmesi stereotaktik hedefleme teknikleri ile mümkün olabilmektedir. Hastanın başına lokal anestezi altında sabitlenen stereotaktik çerçeve sayesinde, ameliyat öncesi çekilen MR görüntüleri üzerinden bilgisayar programları ile yapılan planlamalar doğrultusunda 1 mm altında hata payı ile hedeflenen çekirdeklere elektrotların yerleştirilmesi mümkün olabilmektedir. İstenmeyen sapmaları önlemek amacıyla cerrahi sırasında alınan elektrofizyolojik kayıtlar (mikrokayıt) ile hedeflenen bölgeye doğru bir şekilde ulaşıldığı teyid edilir. Mikrokayıt sonrası yapılan stimülasyon testleri ile de elektrotlar yerleştirildikten ve pil aktifleştirildikten sonra oluşacak muhtemel etkiler ve yan etkiler henüz kalıcı elektrotlar yerleştirilmeden saptanabilir. Mikrokayıt ve stimülasyon işlemleri sırasında arzu edilen bulguların edinilememesi durumunda milimerik düzeltmeler ile elektrotların en etkili olacakları yere ulaştırılmaları mümkün olur. Bu iki işlemin yapılabilmesi için hastanın bilincinin açık ve uyanık olması gereklidir. Bu nedenle ilk aşama lokal veya bölgesel anestezi teknikleri kullanılarak hasta uyutulmadan yapılmaktadır.

Pil Ünitesinin Yerleştirilmesi ve Elektrotlara Bağlanması (İkinci Aşama)

Ameliyatın bu aşaması genel anestezi altında gerçekleştirilir. Göğüs kafesi üzerinde cilt altına pil ünitesi için bir alan oluşturulur. Pil ünitesi ve beyin içine yerleştirilen elektrotlar arasındaki bağlantıyı sağlayacak kablolar tünelleme teknikleri ile yerleştirildikten sonra sistemin düzgün bir şekilde çalıştığından emin olunur ve cerrahi sonlandırılır.

Beyin Pili Ameliyatlarının Riskleri ve Tehlikeleri Nelerdir?

Beyin pili ameliyatları pek çok beyin ameliyatına göre komplikasyon gelişme oranı düşük işlemlerdir. Ancak düşük ihtimalle de olsa beyin pili ameliyatları sırasında bazı istenmeyen komplikasyonlar gelişebilmektedir. Bu komlikasyonlar arasında en çok korkulanları kanama ve enfeksiyondur. Her ne kadar elektrotların yerleştirilmesi sırasında yapılan planlamalarda damar yaralanma riskini en aza indirecek önlemler alınıyor ise de, istenmeyen kanama komplikasyonları yaklaşık %2 oranında görülebilmektedir. Bu kanamaların çok büyük kısmı hastalarda hayati tehlike veya kalıcı sekel oluşturacak boyutta olmayıp, birkaç gün içinde kendiliğinden emilen küçük boyutlardaki kan sızıntıları şeklindedir. Çok nadiren, ameliyatla boşaltılması gereken, hastada kalıcı sekeller bırakan veya hayatı tehdit eden büyük kanamalar görülebilmektedir. Diğer korkulan bir komplikasyon ise pil bölgesinde veya pil kablolarının geçtiği yerlerde gelişebilen cilt ve cilt altı doku enfeksiyonlarıdır. %2’nin altında bir oranda karşılaşılır.